Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
MaYRıT. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Vodafone Arena - İstanbul

Beşiktaş taraftarının hak ettiği mabed. İstanbulun en güzel semtinde, en güzel manzarasında, taksime 10 dakika yürüme mesafesi, stadın kafeteryası, müzesi, kartal yuvası ve daha yüzlerce olumlu özellik. Bulunması en kolay stad. Taraflarların saygınlığını kazanmış Beşiktaşımız için övünç kaynağı.

,
Stadyum önündeki Beşiktaş yazısında fotoğraf çekilmek için sıraya giren yerli ve yabancı turistlerin stada ilgisi büyük. Ancak fotoğraf çekmek için ya da gezmek için stadın bir bölümü de açılırsa tadından yenmeyecek. Maç günleri stadın çevresi Beşiktaş Çarşısında toplanıp gelen binlerce taraftarla taşıyor.



Dünyanın en modern yapılarından biri olan stadımızda ücretsiz wifi özelliğinden faydalanmak belki de bu dönemde en faydalı özelliği.

Bir hatıranız kalsın burada, size, çocuklarınıza bırakacağınız büyük bir anı. Dolmabahçe'nin incisi, Türkiye'nin övünç kaynağı BEŞİKTAŞ ARENA!



Abant - Bolu













Doğanın binbir türlü harikası ile yalnız başınıza kalacağınız, mükemmel birliktelik ve sonbaharın, kışın, ilkbaharın yani dört mevsimin de harika yaşandığı bir yer burası.

Ben buraya geldiğimde sonbaharın sarısı, turuncususu ve az da olsa yeşilliğini gördüm. Asfaltın az toprağın bol olduğu Abant'ta arabanızı uygun bir yere park edip sucuk ekmek yiyip, çayınızı içip, mangalınızı yakıp dönebilirsiniz. Yaklaşık 2 saatte gölün çevresini dolaşabiliyorsunuz. Bu gezi sizi yormuyor aksine her adımda karşılaştığınız farklı renkler ve fotoğrafların kadrajını açıp anılarınıza yeni eklemeler yapmak sizi yeniliyor.


Turunuzu tamamladıktan sonra istenirse bir de faytona binip buraları gezebilirsiniz. 60 TL gibi bir ücreti vardı en son gittiğimde. Tahta köprüler, atlardan çıkan nal sesleri, turlarla gelen yüzlerce insanın neşeli sesleri dışında burada siyah, gri renklere denk gelemezsiniz.


Banklarda göl manzarasını izleyip, ördeklere ekmek atıp, bölgenin yöresel yiyeceklerini de satın alabilirsiniz. Korunmuş bu bölgede biraz nefes alıp, biraz temiz ekmek, bir sıcak el ve güneşin ışığından fazlasına gerek yok.

Başka yazılarımda görüşmek üzere.

Edirne Kent Ormanı




Yıllanmış ağaçlar, kesme taşlarla örülü yollar, Meriç manzarası ve samimiyet ve doğa ve kendinizi bulabileceğiniz yer. İşte burası Edirne Kent Ormanı!

Kent ormanı Tunca ve Meriç köprülerini geçtikten sonra yolun sağında yaklaşık 500 metre yürüdükten sonra karşınıza çıkıyor. Burası şehrin en çok ağacının bulunduğu (aynı zamanda çok yıllık ağaçlar) yerdir. Halkın burada piknik, gezi ve kafa dinlemelik bir mekan. Edirne Belediyesinin belki de yaptığı en güzel şey burası.


Binlerce ağaç, çeşitli hayvanlar(en son gezimde sincap görmüştüm), bisiklet teker izleri ve temiz hava. İstanbul kadar karmaşık olmasa da halk Edirne'de de araba sesinden uzaklaşmak için burayı tercih ediyor. Ailesini alan, arkadaşlarını alan, sevgilisini alan soluğu burada alıyor. Şehir merkezine yakın olmasıyla yürüme mesafesindedir burası.



Edirne'yi diğer illerden farklı kılan en başlıca şeyi söylemek gerekirse burada içki içen insan çok olsa da geceleri veya gündüzleri olaylar diğer illerdeki gibi değil. Burada kadınlar geceleri rahatlıkla gezebilmektedir. Belki her yerde içki içen insanlar görebilirsiniz ama burada taciz ve tecavüz durumları diğer illerdeki kadar yok hatta yok denecek kadar az. Sebebi burada içki bir kültür gibi olmasındandır.


Kent ormanı da görülmesi gereken yerlerden diyerek bu yazımı da sonlandırıyorum. Diğer yazılarımda görüşmek üzere.



Nato Köprüsü - Edirne

Şehir küçük olsa da gezmek ve biraz daha şehirden uzaklaşmak, mangal yakmak, arkadaşlarla daha samimi vakit geçirmek için ideal yerlerden. Meriç nehrini izlerken yakılan ateşin yanında arkadaş sohbeti, yalnızlığın sessizliği ya da açtığın bir müzikten gelen tınıyı en sade şekilde yaşanabilecek yerlerden. Nato köprüsünün diğer adı da süvari köprüsü olarak geçiyor halk arasında.


Oltanı alıp bisikletinle de buraya ulaşım kolay. Düz ve kıvrımlı yollardan sonra ister köprünün şehre yakın kesiminde isterse de köprüyü boylu boyunca geçip karşı tarafta nehir kenarında sizi bekleyen yayın, alabalık ve türlü türlü balıkları tutmak için harika. Fotoğraf çekimleri özellikle de gün batımında burada harika oluyor.


Tavsiyem buraya gelirken mevsimlik giyinmeniz ama unutmayın ki her mevsimin akşamı Edirne'de soğuk olur. Yanınızda sizi ısıtacak biri veya bir şeyleri bulundurun.

Başka yazılarımda görüşmek üzere.




Balkan Şehitliği - Edirne



Edirne'nin balkan savaşlarındaki en kanlı dönemlerinde 1912-13 yılları arasında Sarayiçi mevkiinde (Osmanlı Dönemindeki Saray Mutfağı hamam ve Yağlı Güreşlerin oynandığı) üçgenin arasında bulunduğu bir alanda bu anıt bulunmaktadır. 20.000 asker ve sivilin ırmak kenarında aç bırakılarak ölüme terk edildiği bu yerde ağaç kabuklarını kemirerek hayatta kalmaya çalışan insanları burada düşünmek üzüntü verici.Bu dönemi anlatan resimler ve fotoğraflar Şükrüpaşa Anıtı kümbetlerinin içindeki müzelerde yer alıyor.


Savaş içerisinde Yunan ve Bulgar askerlerinin yağmalamaları ve tarihi binalara verdikleri zararlarla günümüze tarihi eserlerdeki bazı yapıları eksik olarak görüyoruz.



Bu alandaki yaklaşık 500 kişinin isimleri ve anıtın yapılma sebebi ile ilgili açıklamalar mermerlere işlenmiş. Yeşilliklerin içerisinde, Osmanlı'nın bu gözde şehrinde yaşanan zulmün yapıtını gezerken etkilenmemek elde değil.

Başka illerden gelen vatandaşlarımız ve turistler buralarda bu yaşananları hissederken ve maneviyatını yansıtırken ne yazık ki Edirne halkı burası ve yakın çevresinde atalarına saygısızlık diye nitelenebilecek alkol alıp buralarda uygunsuz vaziyetler ne yazık ki üzüyor insanı.

Online Ziyaretçi

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı